Quantcast
Channel: Üsküdar Üniversitesi
Viewing all 782 articles
Browse latest View live

Ortadoğu Çocukları Üsküdar Üniversitesi’nde konuşuldu

$
0
0

Ortadoğu, savaş bölgesindeki çocuklar Üsküdar Üniversitesi’nin düzenlediği panelde her yönüyle konuşuldu. Belgesel Yapımcısı-Yönetmen Tülay Gökçimen, Diriliş Postası Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erem Şentürk ve Uzm. Psk. Hilal Mete’nin konuşmacı olarak katıldığı programda çocuk hak, ihmal, istismarına dair hiç konuşulmayan başlıklar ele alındı.

Üsküdar Üniversitesi önemli bir panele ev sahipliği yaptı. Öğrenci Konseyi, “Ortadoğu Algısı ve Ortadoğu’da Çocuk Olmak” başlıklı bir panel düzenledi.

Çarşı Yerleşke Emirnebi-1 Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panelin açılışın konuşmasını Konsey Başkanı Ebubekir Çalı ve İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İbrahim Arslan yaptı.

Belgesel Yapımcısı-Yönetmen Tülay Gökçimen, Diriliş Postası Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erem Şentürk ve Uzm. Psk. Hilal Mete’nin konuşmacı olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü gazeteci Şaban Özdemir gerçekleştirdi.

Ortadoğu’da çocuk olmanın zorluğunun her yönüyle ele alındığı panelde Ortadoğu uzmanı-gazeteci Şentürk çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Ortadoğu’da çocukların savaşın enstrümanı haline getirildiğinin altını çizen Şentürk, Suriye’de ilk olarak anaokullarının ve doğumhanelerin vurularak çocukların öldürüldüğünü söyledi.

Suriye’de 600 bin çocuğun yetim ve öksüz kaldığını vurgulayan Şentürk, savaş bölgelerinde çocukların borsası olduğunu kaydetti. Şentürk, çocukların bölgeye göre değişik fiyatlara satıldığını dile getirdi.

24 Nisan’da 9’uncu belgeseli yayınlanacak olan “Savaşın Çocukları” Belgeselinin yapımcısı Tülay Gökçimen de önemli söylemlerde bulundu. Çekim anında kendilerine çocuklarını vermek isteyen annelere rastladıklarını belirten Gökçimen, Birleşmiş Milletler’in bölgede özellikle istatistik vermekten kaçındığını söyledi. Suriye’de 27 tane işkence hane olduğunu kaydeden Gökçimen burada 11 bin çocuğun tutulduğunu ifade etti. Gökçimen bölgede keskin nişancıların da hedefinde çocukların olduğunu kaydetti.

Ağır travma yaşıyorlar

Son konuşan, savaş mağduru çocuklarla sosyal sorumluluk projeleri yürüten Uzm. Psk. Hilal Mete ise çocukların yaşadığı travmalara dikkat çekti. 4 yaşındaki çocuğun çizdiği resimlerde hep savaş unsurlarını gözlemlediklerini belirten Mete, elektrik süpürgesi sesiyle kendini odanın bir kenarına atan çocuklar olduğunu söyledi. Bölge çocuklarının diğer çocuklara oranla yaşının gerisinde gelişim gösterdiklerini belirten Mete bu çocuklara sahip çıkılması gerektiğini dile getirdi.


3. Davranış Bilimleri Fikir Festivali, liseli fikirleri buluşturdu

$
0
0

Birincilik ödülleri zehirli mantar ve çocuk çalışmasına verildi.

Üsküdar Üniversitesi ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen 3. Davranış Bilimleri Fikir Festivali’nde lise öğrencileri eğlenceli bir ortamda dünyayı değiştirecek fikirleri ile yarıştı. Fen ve Sağlık Bilimleri dalında “Zehirli mantarı tespit eden kit” ile Sosyal Bilimler dalında “Çocuk başarısını artırma ve aile yapısını iyileştirme hareketi” projeleri birincilik ödülünü aldı. 

Üsküdar Üniversitesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteklediği bir organizasyonla lise öğrencilerini üçüncü kez bir fikir festivalinde buluşturdu. Türkiye’nin tek fikir festivali olan Davranış Bilimleri Fikir Festivali, Üsküdar Üniversitesi ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde gerçekleşti. Festivalde 84 okuldan 226 proje yarıştı.

Yarışma ve festival heyecanı bir arada

Üsküdar Üniversitesi Çarşı Yerleşkesi’nde yarışma heyecanı yaşayan lise öğrencileri, renkli ve unutulmaz bir gün geçirdi. “Hayatı Fark Et, Dünya Değişsin” başlığı altında hazırladıkları projeleri anlatan öğrenciler, festival kapsamında gerçekleştirilen oyunlara katılıp konserleri izledi. Kazanan projeler günün sonunda yapılan ödül töreninde açıklandı.

Festivalin ödül törenine TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Hasan Ali Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Muammer Yıldız, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ayşe Kardaş, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci ve festivalde yarışan okullardan öğretmen ve öğrenciler katıldı.

Angut kuşu olmayın

Açılış konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanın inandığı şeyi hayata geçirdiğini belirterek “Özgün fikirler herkesi etkiler.  Bizim bu etkiyi yaratacak fikirleri üreten insana ihtiyacımız var. Gençleri bunun için motive etmemiz lazım. Bu festivalde disiplin ve eğlence kültürünü bir araya getirmeyi hedefledik. Çünkü ideal öğrenme süreci bu şekilde gerçekleşiyor. Türkiye’de bilim merkezleri açılıyor, bilimle günlük hayat birleşiyor. Bizlerin bilim diliyle konuşması lazım. Bilim dilini insani, ahlaki değerlerle birleştirip dünyaya anlatmalıyız. Katılan her fikir ülkemiz ve bizim için çok değerli. Davranış Bilimleri alanındaki eğitimiyle öne çıkan üniversite olarak bu festivali çok ama çok önemsiyoruz” dedi.  Tarhan, angut kuşu örneğiyle gençleri bilim üretmeye davet ederek şöyle devam etti: “Angut kuşu yere inerken her zaman bir tarafını yaralar. Çünkü rüzgâra karşı nasıl pozisyon alacağını bilmez. Zamanın rüzgârını yakalamamız gerekir yoksa angut oluruz.”

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci de insanın çok yönlü bir varlık olduğunu belirterek,  bilişsel, sosyal, duyusal ve kültürel gelişimin bilim üretmedeki önemine dikkat çekti.  İstanbul Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Usta, Türkiye’de hâkim olan ‘Otur icat çıkarma, eski köye yeni adet getirme’ söyleminin değişmesi gerektiğini belirterek “Bu konuda kendimize format atmamız lazım” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Muammer Yıldız da festivalin önemine dikkat çekerek dereceye giren projelerin patentlerinin alınması ve üretime dönüştürülmesi noktasında da çalışmalar yürüteceklerini söyledi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Hasan Ali Çelik de bakanlık olarak daima gençlerin yanında olduklarını hatırlattı. Çelik, “TÜBİTAK ve KOSGEB desteğiyle projesi patent alan kişilere 10 milyona kadar girişimcilik desteği veriyoruz” dedi.

Ödüllerini aldılar

Festivalde başarılı bulunan projelere ödüller verildi. Fen ve Sağlık Bilimleri dalında İstanbul Atatürk Fen Lisesi’nden Deniz Dereli ve Eda Küçükgüven, zehirli mantarların tespiti için yaptığı pratik kit” projesi ile birinci oldu.

Aynı kategoride Bayrampaşa Bilim Merkezi adına katılan Samiha Ayverdi Anadolu Lisesi ile Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nden Işılay Ayan ve Gamze Nur Kosovalı, biberiyenin etkileri üzerine yaptıkları çalışmayla ikinci oldu. Özel Esenler Sınav Temel Lisesi’nden Dilan Mergen ve İlayda Akyalçın da ketentohumu projeleriyle üçüncülük ödülünün sahibi oldu.

Sosyal bilimler dalında ise Sakarya Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi’nden Orçun Samet Şentür, çocuk başarısını artırma ve aile yapısını iyileştirme hareketi çalışmasıyla birinci oldu. Özel Gaziosmanpaşa Şefkat Anadolu ve Fen Lisesi’nden Ceren Zeynep Özkahraman, “Haydi Okulda Türkü Söyleme” çalışmasıyla ikinci oldu. Fatih Gelenbevi Anadolu Lisesi’nden Ferhat Evin, Zeynep Örenç, Ayşe Betül Akbaş ve Doruk Özcan “tarihe dokun” çalışmalarıyla üçüncülük ödülünü kucakladı. Her iki kategoride 11 adet de mansiyon ödülü verildi.

Fen ve Sağlık Bilimleri kategorisinden mansiyon ödülüne layık görülen projeler;

Kalem Vakfı Özel Çamlıca Anadolu Lisesi’nden Asude Kala “İlaç Saklama”, Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden Mustafa Yalçın, Mustafa Aksoy, “PosMac”, Fatih Gelenbevi Anadolu Lisesi’nden Dilan Balta, “Sular Akıp Gitmesin”, 80. Yıl Nuh Çimento Anadolu Lisesi’nden Nergis Yıldırım, Şule Akan “Geometrik Şekiller”, Şeyh Şamil Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden Ramazan Kaygısız, “Cankurtaran Asansör”, Hasan Şadoğlu Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi’nden Buse Durak “Pratik Çırpıcı” olurken,

Sosyal Bilimler kategorisinde mansiyon ödülü alan projeler ise;

Ümraniye Halide Edip Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden İrem Şenlioğlu, Hilal Aydın “Dalından Yemek İstiyorum”, Sakarya Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi’nden Güner Ecem Bektaş, Ebrar Biryan “Psikolojik Savaş”, Özel Asfa Ahmet Mithat Anadolu Lisesi’nden İrem Ece Mankırcı, Elif İşler “Ağaçların Dili Olsa”, Fatih Gelenbevi Anadolu Lisesi’nden Mehmet Kiriş “Kaza Habercisi”, Beykoz Anadoluhisarı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden Yağmur Kumsal Karakelle “Çöp Müze” projeleri mansiyon ödülü aldı.

Fen ve Sağlık Bilimleri ile Sosyal Bilimler olmak üzere ayrı ayrı iki farklı kategoride 1’nci olan öğrenciye 6 bin TL, 2’nci ye 4 bin TL, 3’üncüye 2 bin TL., 4-14 arası sıralamaya giren projelere de 500 TL değerinde Başarılı Proje Ödülü verildi. Bunun yanında proje danışmanları da öğrencisinin kazandığı ödülün yarısı kadar ödül aldı.

Üsküdar Üniversitesi 3. Davranış Bilimleri Fikir Festivali, rehber öğretmenleri ve proje danışman öğretmenleri ile branş öğretmenlerinin rehberliğinde, lise 9- 10- 11- 12’nci sınıf öğrencilerinin her türlü bilimsel ve düşünsel üretimine açık olarak gerçekleşiyor. Lise öğrencilerini bilime teşvik etmek ve onların fikirlerine sahip çıkmak amacıyla düzenlenen festivale gençler geliştirdikleri projeleriyle başvurdular.

 

 

 

 

 

Mantar ölümlerini bitirecek buluşlarıyla 3. DBFF’de 1. Oldular

$
0
0

İstanbul Atatürk Fen Lisesi öğrencileri Deniz Dereli ve Eda Küçükgüven, mantar ölümlerini bitirecek bir kit geliştirdi. Gebelik testinden ilham alan gençlerin şimdiki hedefi, buluşlarını seri üretimle vatandaşın hizmetine sunacak bir girişimci bulmak.

Deniz Dereli ve Eda Küçükgüven, İstanbul Atatürk Fen Lisesi’nin başarılı iki öğrencisi. İkisi de tıp fakültesini hedefleyen 12’nci sınıf öğrencileri, mantar ölümlerine karşı çok önemli bir alet geliştirdi. Gençlerin, “Alfa Amanitin İçeren Zehirli Mantarların Tespiti İçin Kart Test Yöntemiyle Değiştirilen Pratik Kit Yapımı” adını taşıyan projesi, Üsküdar Üniversitesi ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle gerçekleştirilen 3’üncü Davranış Bilimleri Fikir Festivali Fen ve Sağlık Bilimleri kategorisinde birinci oldu.

Deniz Dereli ve Eda Küçükgüven, mantar ölümlerini bitirmeyi hedefledikleri kit için yüzlerce kez deneme yaptı, yarısı zehirli yarısı zehirsiz 20 çeşit mantar üzerinde çalıştı. Gençlerin buluşu, gebelik testi mantığıyla çalışıyor. Küçük bir plastik görünümündeki kitin içine birkaç damla mantarın suyu sıkılıyor. Eğer mantar zehirliyse tek çizgi, zehirsizse çift çizgi oluşuyor.

“Dağda mantar toplayan amca da evindeki yemeğe mantar koyan anne de bu kitten faydalansın istiyoruz” diyen gençler, buluşları için patent başvurusunda bulundu. Dereli ve Küçükgüven, patent sonrası kitlerini seri üretime geçirecek bir girişimcinin buluşlarını tüm toplumun yararına sunmasını istiyor.

Üsküdar Üniversitesi 3’üncü Davranış Bilimleri Fikir Festivali’nde Fen ve Sağlık Bilimleri Dalı’nda birincilik ödülünün yanı sıra 6 bin TL para ödülü de kazanan öğrenciler, “Projemiz için çok çalıştık. Yüzlerce denemenin ardından “Galiba olmayacak” dediğimiz anda istediğimiz sonucu aldık. Bu projeyi yaparken vazgeçmemek gerektiğini de öğrenmiş olduk. Çok mutluyuz” dediler.

Yrd. Doç. Dr. Dinçer Atlı, Avustralya’da Üsküdar Üniversitesi’ni temsil etti

$
0
0

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklam Tasarımı ve İletişimi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Dinçer Atlı, Avustralya’nın Sidney kentinde düzenlenen 2. Uluslararası İnsan Kaynakları Konferansı’na katıldı. Yrd.Doç.Dr. Atlı,  “Communicating Corporate Social Responsibility On The Web - A Content Analysis of Sustainability Reports in World's Best Multinational Workplaces” isimli bir bildiri sundu.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklam Tasarımı ve İletişimi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Dinçer Atlı, The University of South Australia ev sahipliğinde düzenlenen 2. Uluslararası İnsan Kaynakları Konferansı’na katıldı.

Çalışmasında Best Place to Work Enstitüsü’nün 2014 yılı sıralamasında yer alan ilk 25 şirketin Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) çalışmaları üzerine yaptığı araştırma sonuçlarını paylaşan Yrd.Doç.Dr. Dinçer, dünyada çalışma şartları en iyi olan şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları konusunda ciddi bir fakındalık çalışmaları yürüttüklerini söyledi.

Yrd.Doç.Dr. Dinçer, söz konusu şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluğu bir iletişim aracı olarak kullandıklarını belirterek “Bu şirketler kurumsal web sitelerinde yıllık rapor ya da KSS raporu ya da benzer başlıklar halinde paylaşmaktadır. Ayrıca yürütülen KSS çalışmaları daha çok çevre ve toplumsal konular üzerine odaklanmaktadır.

En az üzerinde durulan konular ise sponsorluk ve çalışanların gönüllü katılımını içeren KSS projeleridir. Söz konusu şirketler arasında biyoteknoloji ve telekominikasyon şirketlerinin KSS raporları ve uygulamaları en başarılı sector olarak karşımıza çıkmaktadır. Sıralamayı bilgi teknolojileri ile finans sektörü takip etmektedir” dedi.

ÜHA

Üsküdar Üniversitesi, otizmde rol oynayan yeni bir geni tanımladı

$
0
0

Günümüzde rastlanan en yaygın nörolojik bozukluklardan biri olan otizmde, Türk bilim insanları önemli bir çalışmaya imza attı. Üsküdar Üniversitesi otizm hastalığının ortaya çıkmasında rol oynadığı belirlenen yeni bir geni tanımladı. Hastalığı erken tanı ve tedavisi için umut ışığı olacak çalışma uluslararası saygın dergilerden biri olan Neuroscience Letters Dergisi’nde de yayınlandı.

Davranış bilimleri ve sağlık alanında Türkiye’nin ilk tematik üniversitesi Üsküdar Üniversitesi’nden nörobilim yüksek lisans öğrencisi Zeynep Kalkan, otizm hastalığına ilişkin yeni bir geni tanımladı.

Otizm, günümüzde rastlanan en yaygın nörolojik bozukluklardan biri. ABD’de Centers for Disease Control Prevention'ın 2012 verilerine göre otizm her 88 kişiden birinde görülüyor. Son yıllarda yapılan çalışmalar, otizmli hastalarda TNFα sitokin düzeyinin arttığını ve sinir hücrelerinde toksisiteye yol açtığını ortaya koydu.

Beyin hastalıklarının tedavisinde nöroteknolojiyi kullanan Üsküdar Üniversitesi, otizm hastalığının ortaya çıkmasında rol oynadığı belirlenen yeni bir geni tanımladı. 

Üsküdar Üniversitesi, Nörobilim Yüksek Lisans öğrencisi Zeynep Kalkan tez çalışmasında, TNFα’nın bunu GRID2 genini baskılayarak yaptığını gösterdi. Bu çalışma, glutamat reseptörlerinden biri olan GRID2 geninin otizmin gelişiminde rol oynadığını gösteren ilk çalışma oldu. Zeynep Kalkan’ın tez çalışması uluslararası saygın bilimsel dergilerden biri olan Neuroscience Letters dergisinde yayınlandı.

Çalışmaya ilişkin bilgi veren Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Belkıs Atasever Arslan hastalığın erken tanısı ve tedavisi açısından çalışmanın önemli olduğunu söyledi. Atasever şunları söyledi:

“Otizmin genetik alt yapısı ve etki mekanizması hala tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle hastalığın erken tanısı ve tedavisi için yeni bir hedef genin belirlenmiş olması oldukça önemli. Otizmde nöronlar hasar görüyor (nörodejenerasyon), bu nöronların hasar görmesinde rol oynayan geni bulduk. Bulduğumuz sonuçların, klinikte kullanımına yönelik spesifik araştırmalarımıza başladık. Hedefimiz otizm hastalığının erken teşhisi, bu hastalığa sahip çocukların daha etkin tedavi edilebilmeleri ve yaşam kalitelerinin arttırılması.”

 

ÜHA  

Mutluluğu yakalamak için duygusal zekâ şart

$
0
0

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nevzat Tarhan,  Biruni Üniversitesi’nde düzenlenen PDR Günleri’nde duygusal zekanın önemine değinerek “Duygusal zeka, kişinin mutlu olmasına ve çevresindekilerle iyi ilişkiler kurmasına imkan sağlar.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nevzat Tarhan, Biruni Üniversitesi tarafından düzenlenen PDR Günleri’nde pozitif psikoloji ve duygusal zekâ gibi kavramlara dikkat çekti.

Katılımın yoğun olduğu programda Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kişinin sahip olduğu hastalığı kabullenmesinin tedavi sürecine olumlu etkileri olduğunu belirterek “Bir insan düşünün şeker hastası. Hastalığı kabul ederse, onunla yaşamayı bilir. Aynı şekilde bir şizofren hastası da normal yaşamaya devam ederse yaşam kalitesi artar. Hastalığı yok sayarak bir şeyler yapmaya çalışırsa olumsuz pek çok şey ortaya çıkabilir” dedi.

Uyuşturucu kullanan bir kişinin beyni ile normal bir bireyin beyin yapısının farklı olduğunu belirten Prof.Dr. Tarhan, bu kişilerin beyin dalgalarının da farklı olduğunu söyledi. Prof.Dr. Tarhan, madde kullanan kişilerin beyinlerinin ancak 4-5 hafta sonra normal haline gelebileceğini kaydetti.

Duygusal zekânın kişinin yaşamına çok olumlu ve değerli katkıları olduğunu belirten Prof.Dr. Nevzat Tarhan, bunu bir örnekle açıkladı:

“Einstein’in IQ’su çok yüksek düzeydeyken EQ’su yerlerde sürünüyordu. Einstein evliliğinin 10. Yılında karısıyla bir anlaşma yapmaya karar verir. Karısına, ‘Bana üç öğün yemeğimi getir, soru sorma, odama girip-çıkma ve benden dostluk, yakınlık bekleme…” der. Tabi ki karısı anlaşmayı kabul etmez ve bir süre sonra ayrılırlar.”

Tedavi süreçlerinden de bahseden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Asıl tedavi negatifler içindeki hastayı, sıfırın üzerine pozitif seviyeye çıkarmaktır” dedi.

“İnsanda yeniyi arama geni vardır. Bazı kişilerde çoktur ve monotonluktan nefret eden kişiliklerdir. Özgüvenleri çok yüksektir.” diyen Prof. Dr. Tarhan bu kişilerin başarılı olduklarının da altını çizdi.

ÜHA

Prof. Dr. Nazife Güngör “Yeni Medya Sosyolojisi Seminerleri” nde konuştu

$
0
0

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Göngör, Prof. Dr. Filiz Aydoğan Boschele moderatörlüğünde “Yeni Medya Sosyolojisi Seminerleri’’  kapsamında “Yeni Medya ve İletişim Kuramları” üzerine söyleşi gerçekleştirdi.

Marmara Üniversitesi ve Üsküdar Üniversitesi öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği seminerde Prof. Dr. Nazife Güngör medyanın bir aracı olduğunun, medyaya kimlerin neden ihtiyaç duyduğunun medyanın kimler arasında aracı olduğunun bilinmesi gerektiğini belirterek sözlerine başladı.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Nazife Güngör, “İnsan, düşünen ve bilmek isteyen bir varlıktır. Bu nedenle bu sistem içerisinde bilgi de kontrol altındadır. Bilgiyi sistem içinde kontrol edemezseniz kimin ne düşüneceğini, üreteceğini ve yayacağını bilemezsiniz. Medya da ilk zamanlardan bu yana bilginin her türlü aktarım alanıdır. Herkesin kendi yansımasını gördüğü ve yönetenler ile yönetilenler arasında bir aracıdır.’’ diyerek medyanın bilgi aktarımındaki önemine işaret etti.

Katılımcıların sorularıyla devam eden seminerde Dekan Güngör, kitle kültür ve popüler kültüre, pozitif bilimlerin önemine, sanayi-kentleşme-modernleşme kavramlarına değinirken “Kitle toplumu kuramına göre homojen toplum edilgen ve pasif bireylerden oluşur. Bu bütün atomik bireylerin oluşturduğu toplum sürü gibidir rahatlıkla biçimlendirilebilir.” şeklinde konuştu.

Geçmiş dönemdeki kahvehane ve birahane kültürünün iletişimde, bilgilenmede ve etkileşimde önemli bir yeri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Güngör, “Günümüzde de teknoloji ile beraber medya bilgi aktarımı konusunda önemli bir mecra ve bu mecrada bilinçli olmak gereklidir çünkü bir araç olan medyanın arkasında bir güç vardır. Ancak hatalarımızı, sevap ve günahlarımızı her şeyimizi yüklediğimiz yeni medya kavramını da kendimizin ürettiğini, biçimlendirip doldurduğumuzu unutmamalıyız.” sözleriyle medyayı kullanırken bilinçli olmanın önemini açıkladı.

Nazife Güngör, yeni medya kavramının etkileşimlerini anlatarak ve katılımcıların sorularını yanıtlayarak konuşmasını sonlandırdı. Yoğun bir ilgiyle karşılanan seminer, Prof. Dr. Filiz Aydoğan Boschele’ ın Güngör’e verdiği teşekkür çiçeğiyle sona erdi.

ÜHA

Üsküdar Üniversitesi’nin beyin dağınıklığı çalışmaları ABD’de yankı uyandırdı

$
0
0

Beynin bilinmeyen sırlarının, Otizm, Şizofreni, Parkinson, Alzheimer gibi önemli hastalıkların araştırılıp tedavilerinin geliştirilmesi için ABD Başkanı Barack Obama’nın 2013 yılında başlattığı Brain Initiative (Beyin Girişimi) Projesi’nde Türkiye’yi temsil eden Üsküdar Üniversitesi, 8-10 Nisan tarihleri arasında Miami’de yapılan beyin toplantısına katıldı. Toplantıya proje ortağı olarak katılan Üsküdar Üniversitesi’nin entropi çalışmalarına ilişkin sunumları büyük  ilgi çekti. Entropi-bipolar, entropi-depresyon çalışmaları, kompleks matematik ve özel geliştirilen bir yazılım sistemiyle beyindeki dağınıklık derecesini ölçüyor.

Üsküdar Üniversitesi, Beyin Haritalama ve Tedavi Derneği’nin (SBMT) 13’üncü yıllık toplantısında 15 kişiden oluşan bir ekiple yer aldı. Ekibin başkanlığını yapan Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Gültekin, Miami toplantısını ve Üsküdar Üniversitesi’nin bu toplantıda yaptığı sunumları değerlendirdi:

“Yaklaşık 200 kişinin katıldığı bir toplantıda 12 sunum gerçekleştirdik. Bunlardan 10’u sözlü sunum, 2’si poster sunumdu. Beyin haritalamayla ilgili yapılan toplantılarda dünyanın her yerinden ve farklı arka planlara sahip insanlar vardı. Tıp, mühendislik, fen alanından gelenler de vardı hukukçu da… Asıl ağırlığı Amerika’da oluşturdu. NASA da çalışmalara katılıyor. NASA’daki çalışmaların çoğu özellikle Afganistan, Irak gibi yerlerden gelen askerlerin beyin travmaları ve buna bağlı olan psikolojik bozukluklar üzerine. Bu konu üzerine yapılmış pek çok araştırmayı dinleme fırsatı bulduk.

Biz Üsküdar Üniversitesi olarak çok başarılı sunumlar yaptık. Özellikle bizim mühendislik fakültesi olarak yaptığımız entropi ile ilgili, entropi- bipolar ilişkileri, entropi- depresyon ilişkileri konusundaki araştırmalar çok farklı, enteresan ve saygın bulundu. “Nasıl yapıyorsunuz” diye soran çok oldu. Bizim yaptıklarımız hakikaten ilk defa yapılan şeyler, zaten literatürde de görmedik. Bu çalışmalarımızda beyindeki dağınıklığın derecesini ölçmeye çalıştık.”

Laboratuvarlar beynin hizmetinde

NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi de olan Üsküdar Üniversitesi, davranış bilimleri ve sağlık alanında tematik olması dolayısıyla beyin araştırmalarına önemli yatırımlar yapıyor. Üniversite bünyesindeki nörobilim laboratuvarlarında nörolojik ve psikiyatrik hastalıklarda fonksiyonel manyetik rezonans ve kantitatif elektroansefalografi gibi ileri yöntemler kullanılarak beyin görüntüleme çalışmaları yapılıyor. Üniversite bünyesindeki nöropsikofarmakoloji laboratuvarında beyin hastalıklarının tedavisinde yeni ilaçların geliştirilmesi üzerine çalışmalar sürdürülüyor, farmakogenetik laboratuvarında ise tedavide genetik farklılıklar nedeniyle ortaya çıkan zorluklar araştırılarak, kişiye özel tedavi yaklaşımları üzerine yoğunlaşılıyor. Moleküler biyoloji laboratuvarları ise beyin hastalıklarının hücresel ve moleküler düzeyde nedenlerini araştırıyor.

ÜHA


Din ve fen eğitiminin birlikte verilmesi radikal akımları önlüyor!

$
0
0

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Türkiye’de din ve fen eğitimi birlikte verildiği için dini radikal akımların olmadığını belirterek, “İnsanlığın gelecekteki baharı için dini bilimlerle pozitif bilimleri birleştirmek gerekiyor” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nevzat Tarhan, 3. Davranış Bilimleri Fikir Festivali Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada “beyin temelli öğrenme” kavramına dikkat çekerek bir insanın düşündüğünü değil hissettiğini öğrendiğini söyledi. Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:

“Bir insan yaşadığını öğreniyor. İnsan beyninin de düşünce organı değil, inanç organı olduğu anlaşılıyor. İnsan inandığı şeyi hayata geçirip yaşıyor. Sadece akıl ettiği şeyi yaşamıyor, düşüncelere his katılırsa o his inanca dönüşüyor. İnanca dönüştüğü zaman da eyleme dönüşüyor.

Bu beyin görüntüleme yöntemleriyle, fonksiyonel MR görüntüleme yöntemleriyle beyin öğrenme modelleri yeniden tanımlanmaya başladı.

İdeal öğrenme nasıl gerçekleşir?

Disiplin ve eğlence bir arada olduğu zaman kişi ideal öğrenmeyi gerçekleştiriyor. Biz de bu festivalde disiplin ve eğlenceyi bir araya getirmeyi hedefledik.

Proje disiplini ve eğlence kültürünü bir araya getirerek bu yeni bilimsel bilgiye katkı yapmayı hedefledik. Bu proje için özgün fikir çok önemli. Özgün fikrin yaygın etkisi varsa o fikir hızla yayılıyor. Bazen küçük bir fikir kelebek etkisiyle dünyayı etkileyen projelere dönüşebiliyor. Biz bu proje ile gençlerin özgün fikir üretmelerini desteklemek istiyoruz”

Radikal akımlara karşı fen ve din bilimleri birleştirilmeli

Bu projenin bir başka önemli etkisi ve yararı olacağına da inandığını belirten Prof.Dr. Tarhan, din bilimleriyle fen bilimlerini birleştiren sistemin radikal akımları önlediğini söyledi.

Ödül törenine katılan TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın Pakistan’daki yoğun güvenlik önlemlerinden bahsettiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, “Meclis başkanımız Sayın İsmail Kahraman Pakistan’dan geldi. ‘Pakistan’da çok ciddi, yüksek güvenlik tedbirleri var, başkana giderken 12 ayrı güvenlik noktasından geçtik’ dedi. Biliyorsunuz orada El kaide gibi radikal dini akımlar var. Bu akımların ortaya çıkmasının sebebi sadece din bilimleriyle uğraşan kişilerin ortaya çıkması mesela El Kaide üzerine yazılmış makaleler var, bu kişiler elektrik düğmesinin açılıp kapanmasını bilmeyen kişiler yani pozitif bilimle din bilimlerini birleştirmedikleri için radikal akım haline dönüşüyor.

Türkiye’de El Kaide ve IŞİD gibi radikal akımlar olmadıysa Türkiye’de imam hatiplerin oluşturduğu din bilimleriyle fen bilimlerinin birleştirme sisteminin çok büyük bir rolü var. İkisini birleştiriyor. İnsan sadece din bilimlerini okuduğu zaman zamanın gerçeklerinden kopuyor. Sadece fen bilimlerinin okutulduğu Norveç var, orada da uyuşturucuyla uğraşıyorlar. Onlarda boşanma artmış durumda, sosyal kaos ortaya çıkıyor. O halde insanlığın gelecekteki baharı için dini bilimlerle pozitif bilimleri birleştirmek gerekiyor” dedi.

 

ÜHA

Tarhan Ailesinin Acı Günü!

$
0
0

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın annesi Müzeyyen Tarhan, sabah saatlerinde tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiştir.

Merhume, 20 Nisan Çarşamba Günü Amasya Merzifon Paşa Camii’nde öğlen kılınacak cenaze namazının ardından Merzifon Mezarlığına defnedilecektir.

Rektörümüz Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın Acı Kaybı

$
0
0

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın annesi Müzeyyen Tarhan, sabah saatlerinde tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiştir.

Merhume, 20 Nisan Çarşamba Günü Amasya Merzifon Paşa Camii’nde öğlen kılınacak cenaze namazının ardından Merzifon Mezarlığına defnedilecektir.

Üniversitelerde ihtisaslaşmayı Furkan Tarhan değerlendirdi

$
0
0

Üniversitelerin ihtisaslaşması ne getirecek? Mütevelli Heyeti Başkanı Furkan Tarhan Değerlendirdi.

YÖK tarafından yapılan düzenlemeye göre üniversiteler iyi oldukları alanda ihtisaslaşacak. Düzenleme 2006 yılından sonra kurulan üniversiteleri kapsayacak. YÖK’ün yeni düzenlemesini Üsküdar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı A. Furkan Tarhan İdeal Eğitim’e değerlendirdi. 

Tarhan, “Bu çok önemli ve yerinde bir karar. Özellikle yükseköğretimde kalitenin ve buna bağlı olarak bu alandaki çalışmaların artmasına önemli ölçüde katkı sağlayacağını düşünüyorum. Üniversitelerin ihtisaslaşması akademik anlamda kaliteyi de getirmesinin yanı sıra bu alanda yetişen akademik kadroların daha birikimli ve donanımlı olmalarına, üniversitelerin en önemli işlevi olan bilgi üretiminin artırılmasına da önemli katkılar sağlayacaktır” dedi.

Belli bir alanda odaklanarak eğitim veren üniversite modeli pek çok ülkede uygulanıyor. Teknolojinin gelişimi ile birlikte hız ve uzmanlık daha da önem kazanıyor. Bu hızlı gelişim süreci ile birlikte bilgiye erişimde mesleki yeterliliğin önemi daha fazla artıyor. Bu nedenle bir alana odaklanmış ve alanında uzman yetiştiren üniversiteler bu ihtiyaca cevap verecek bir eğitim sunuyor.

İhtisaslaşma sayesinde üniversitelerin verdiği eğitimin kalitesinin artacağını söyleyen Tarhan, bunun nitelikli bilgi üretimi de sağlayacağını vurguladı. Tarhan, “Üniversitelerin ihtisaslaşması, o alandaki uygulamaların artırılmasına da imkan sağlayacağından akademik anlamda donanımlı ve alandaki uygulamalara da hâkim uzmanların yetişmesinde etkili olacaktır. Bu kararın ülkemizin ihtiyacı olan kaliteli ve etkin kullanımlı bilgi üretimi sağlaması, alanında uzmanlaşmış, donanımlı bilim insanı ve iş gücünün yetişmesinde önemli katkıları olacağını düşünüyorum” dedi.

Tarhan, Üsküdar Üniversitesi’nin davranış bilimleri ve sağlık alanında Türkiye’nin ilk tematik üniversitesi olarak kuruluğunun altını çizdi ve şöyle devam etti: “İnsan davranışlarının temelini araştıran nöroloji, psikiyatri ve psikoloji alanında uzmanlaşan bir üniversiteyiz. Bu üç disiplini bir arada araştırıp çalışmalarımızı bu alanda yoğunlaştırdık, üniversitemizin temelini de üniversitemiz rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan tarafından kurulan NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi oluşturdu.”

Davranış bilimlerine odaklanıyor

Uyguladıkları eğitim modelinde teknolojinin vazgeçilemez olduğunu ifade eden Tarhan, bunu şöyle anlattı: “Üsküdar Üniversitesi davranış bilimleri alanındaki uzmanlığını mühendislik, iletişim ve sağlık gibi farklı alanlarla harmanladığı ve birleştirdiği tematik bir eğitim modeli ile eğitim veriyor. Uyguladığımız eğitim modelinde teknoloji vazgeçilmez. Mesleğinde uzmanlaşan kişilerin mesleği ile ilgili farklı disiplinleri de bilmesi gerekiyor. Örneğin; Psikoloji alanında çalışan bir kişinin beynin davranış üzerindeki etkisini görebilmesi için görüntüleme teknolojilerine hâkim olması gerekiyor. Beyin görüntüleme alanında eğitim alan bir mühendisin de psikolojinin temel ilkelerini bilmesi gerekiyor. Bu nedenle biz davranış bilimlerine odaklanan eğitim yaklaşımımızda davranış bilimleri odaklı multidisipliner bir eğitim modeli sunuyoruz.”

Tarhan, Bir alanda uzmanlaşma sağlanırken o alanı kapsayan diğer disiplinlerde de bilgi sahibi olunması gerektiğini belirtti ve eğitim kurumların bu konuda daha çok yatırım yapması gerektiğini söyledi.

Beyin hastalıklarına yönelik Ar-Ge

Üsküdar Üniversitesi’nin kendi alanında yatırımlar yapmaya devam ettiğini ifade eden Tarhan, “Gerek eğitimin kalitesini yükseltmek gerekse yeni bilgi oluşturmak için gelişmek için multidisipliner çalışma çok önemli. Üsküdar Üniversitesi olarak kendi alanımızla ilgili yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. Eğitim alanında dünya standartlarına uygun bir altyapı için sürekli çalışıyor, kendimizi geliştiriyoruz. Örneğin; uzmanlık alanımız olan beyin hastalıklarının tedavisine yönelik ARGE çalışmalarımız hızla devam ederken bu alanda ABD’de Obama’nın başlattığı ‘Beyin İnisiyatifi’ projesine üniversite olarak dâhil olduk. Bu alanda pek çok ülke ile ortak çalışmalar yürütüyoruz. Bilimin gelişmesi ve globalleşme açısından ihtisaslaşmanın gelecekte olumsuz bir sonucu olacağını düşünmüyorum. Dünyada artık ihtiyaçlar ve beklentiler bu yönde” diye konuştu.

Davranış bilimleri alanındaki uzmanlığıyla, önemli bir ihtisaslaşma örneği olan Üsküdar Üniversitesi, Türkiye’de kendi alanında ilk özel dal hastanesi olan NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi’nde ve polikliniklerinde uygulama ortamı sunuyor.

İDEAL EĞİTİM DERGİSİ

Üsküdar Üniversitesi’nde masa tenisi final heyecanı!

$
0
0

Üsküdar Üniversitesi Masa Tenisi Turnuvası’nda final heyecanı yaşandı. Kadınlar final maçında Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi bölümünden Cemre Nur Ölmez şampiyon olurken;  erkeklerde Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik bölümü öğrencisi Mohammed M.S. Almabhouh birinci oldu.

Üsküdar Üniversitesi’nde Masa Tenisi Turnuvası final heyecanı yaşandı. 14 Mart 2016 tarihinde Merkez ve Çarşı yerleşkelerinde tek maçlı eleme usulü ile başlayan turnuvada Merkez Yerleşke ve Çarşı Yerleşke birincileri arasında şampiyonluk maçları oynandı.

Erkekler final maçı, Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik bölümü öğrencisi Mohammed M.S. Almabhouh ile Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyomühendislik bölümünden Muharrem Oğuz Akyol arasında yapıldı. Mohammed M.S. Almabhouh performansıyla birinci oldu.

Kadınlar final maçı ise Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi bölümünden Cemre Nur Ölmez ve İletişim Fakültesi’nden Yrd. Doç.Dr. Nejla Polat arasında gerçekleştirildi. Karşılaşmayı kazanan Cemre Nur Ölmez oldu.

 

 

Uzbay, Türk gençlerinin Nobel’i hedeflemeyle ilgili problemleri yok!

$
0
0

Üsküdar Üniversitesi Nöropsikofarmakoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (NPFUAM) Başkanı ve Türk Eczacıları Birliği (TEB) Eczacılık Akademisi Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, İSTEK Belde Okulları’nda düzenlenen TedX etkinliğinde lise öğrencileriyle buluştu.

Gençlerle sohbet eden Prof. Dr. Uzbay, tecrübelerini de paylaştı.

Şizofreni ilacı olmaya hazır üç molekülün patent sahibi olan Prof. Dr. Uzbay, çocukken kendisine söylenen “İcat çıkarma” deyiminden söz ederek gençlere okumaları, merak etmeleri ve araştırma yapmaları konusunda önemli tavsiyelerde bulundu.

Eğitim hayatı boyunca başarılı bir öğrenci olan Prof. Dr. Uzbay, İtalya ve Amerika’da kazandığı burslar sayesinde kendini geliştirdiğini belirterek “Sizin vergilerinize fazla dokunmamaya çalıştım, kendimi dışarıda geliştirdim” dedi.

Vatanımın bilime ihtiyacı var diyerek ülkesine dönmeyi tercih ettiğini belirterek çalışmalarını Türkiye’de sürdürdüğünü kaydeden Uzbay, Türk gençlerinin Nobel’i hedeflemekle ilgili bir problemleri olduğunu düşünmediğini belirterek şu değerlendirmelerde bulundu.

“Eğer böyle bir problem olsaydı ben bunu hayal etmezdim. Ama galiba sorun iklimde. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda yürüyen kendini onun manevi mirasçısı kabul eden gerçek ülkünün ülke için bilim yoluyla ülkeye hizmet etmek olduğuna inanan ve bu işi ülkesinde yapmaya çalışan bir bilim insanıyım. Belki birtakım gençler benim yolumu benimseyebilirler. Ne yazık ki onlara heyecan verecek Aziz Sancar gibi Atatürk’e sunabileceğim dikkat çekici bir ödülüm yok ama onlara azmimi sunabilirim” dedi.

 

ÜHA

Prof. Dr. Sinan Canan, Miami’de “Sinirsel geri bildirimin etkileri” sunumu yaptı…

$
0
0

Beynin bilinmeyen sırlarının, Otizm, Şizofreni, Parkinson, Alzheimer gibi önemli hastalıkların araştırılıp tedavilerinin geliştirilmesi için ABD Başkanı Barack Obama’nın 2013 yılında başlattığı Brain Initiative (Beyin Girişimi) Projesi’nde Türkiye’yi temsil eden Üsküdar Üniversitesi, 8-10 Nisan tarihleri arasında Miami’de yapılan beyin toplantısına katıldı.

Üsküdar Üniversitesi, Beyin Haritalama ve Tedavi Derneği’nin (SBMT) 13’üncü yıllık toplantısında 15 kişiden oluşan bir ekiple yer aldı. Ekipte yer alan Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan “sinirsel geri bildirimin etkileri” üzerine bir sunum yaptı. 

Prof. Dr. Sinan CANANProf. Dr. Canan bu çalışmasında anlık ve kronik duygu durum ölçümleri, kalp hızı değişkenliği, deri direnci ve EEG gibi parametreler üzerinden sinirsel geribildirim uygulamasının etkisini anlattı.

12 seanslık yavaş kortikal potansiyel eğitimi tabanlı sinirsel geribildirim (nörofeedback) uygulamasının, gönüllü deneklerde anlamlı ve olumlu değişimler ortaya koyduğunu anlatan Prof. Dr. Sinan Canan, “Kalp hızı değişkenliğinde belirgin bir etki olmazken, anlık kaygı ve stres ölçeklerinde, dürtüsellikte ve konsantrasyonda belirgin bir artış ortaya konuldu” dedi.

Prof. Dr. Sinan Canan,  çalışmada özel olarak ele alınmamasına rağmen, hemen hemen tüm katılımcıların rapor ettikleri uyku durumunda iyileşme, uyku süresinin kısalıp kalitesinin artması, sakinleşme, daha uzun süre odaklanabilme ve daha kolay konuşabilme gibi sonuçların da katılımcılar tarafından rapor edildiğini ve bu etkilerin de tartışıldığını söyledi.

 

ÜHA


EEG entropileri ölçülerek bipolar tespit edilebilir!

$
0
0

ABD’nin Miami kentinde düzenlenen Beyin Haritalama ve Tedavi Derneği’nin (SBMT) 13’üncü yıllık toplantısına katılan Üsküdar Üniversitesi’nden 15 kişilik ekip önemli sunumlar yaptı. Ekibin başkanlığını yapan Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Gültekin, “Entropi ve Bipolar Hastalıkları İlişkileri” başlıklı sunumda EEG entropilerini ölçmek suretiyle hastanın bipolar olup olmadığının belirlenebileceğini söyledi.

Beynin bilinmeyen sırlarının, Otizm, Şizofreni, Parkinson, Alzheimer gibi önemli hastalıkların araştırılıp tedavilerinin geliştirilmesi için ABD Başkanı Barack Obama’nın 2013 yılında başlattığı Brain Initiative (Beyin Girişimi) Projesi’nde Türkiye’yi temsil eden Üsküdar Üniversitesi, 8-10 Nisan tarihleri arasında Miami’de yapılan beyin toplantısına katıldı.

Üsküdar Üniversitesi, Beyin Haritalama ve Tedavi Derneği’nin (SBMT) 13’üncü yıllık toplantısında 15 kişiden oluşan bir ekiple yer aldı.

Ekibin başkanlığını yapan Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Gültekin, Miami toplantısında yaptıkları “Entropi ve Bipolar Hastalıkları İlişkileri” başlıklı sunumu değerlendirdi.

Prof. Dr. Selahattin Gültekin, şunları söyledi: “Bu çalışmada, bir grup normal insan ile bir grup bipolar hastalarının EEG’lerinin Shannon entropileri karmaşık bir matematik ve yazılım kullanılarak tespit edildi. Normal olanların entropileri, bipolar olanlardan daha düşük çıkmaktadır. Bu durum her elektrot için geçerlidir.

Ancak elektrotlar arasındaki entropi değişikliği, normal insanlarda bipolarlara kıyasla daha fazla çıkmaktadır. Böylece, EEG entropilerini ölçmek suretiyle hastanın bipolar olup olmadığı belirlenebilir. Aynı durum major depresyon hastalarında da tespit edildi. Bu da ayrı bir makalede ele alındı” diye konuştu.

 

ÜHA

Radyocu Cem Arslan, Üsküdar Üniversitesi’nde gençlerle buluştu.

$
0
0

Best FM’de program yapan radyocu Cem Arslan, Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen söyleşiye katıldı. Öğrencilerle sohbet eden Arslan, İletişim Fakültesi öğrencileriyle radyoculukla ilgili tecrübelerini paylaştı.

Üsküdar Üniversitesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen söyleşide öğrencilerle buluşan Cem Arslan, özellikle gelecekte iletişimin çeşitli alanlarını seçmeyi düşünen öğrencilere önemli tavsiyelerde bulundu.

Bir iletişimcinin sahip olması gereken en önemli şeyin toplumdaki eksikleri ya da yanlışlıkları fark edip dile getirerek bunların düzelmesine katkıda bulunmak olduğunu belirten Arslan, bunun ilk şartının da gözlem yapma olduğunu söyledi.

İletişim alanında kariyer yapmak isteyen öğrencilere de önemli tavsiyelerde bulunan Arslan, bunun için kişinin kendini yetiştirmesi gerektiğini söyledi. Başarılı bir iletişimin ilk şartının toplumu ve insanları anlama olduğunu kaydeden Arslan, “İnsanların hayatlarında, yaşantılarında bir yerlere dokunabilirseniz, işte o zaman iletişimci kimliğini tam anlamıyla taşıyor olabilirsiniz.’ dedi.

Keyifli geçen program sonunda Cem Arslan’a Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör tarafından plaket verildi. Cem Arslan, öğrencilerle hatıra fotoğrafı da çektirdi.

 

ÜHA

Üsküdar Üniversitesi ‘İnsani Değerleri’ ödüllendiriyor!

$
0
0

Üsküdar Üniversitesi İnsani Değerler Ödülleri vermeye hazırlanıyor. 

“Davranış Bilimleri ve Sağlık” alanında Türkiye’nin ilk tematik üniversitesi olan Üsküdar Üniversitesi kuruluşunun 5. yılında “İnsani Değerler” ödüllerini veriyor. Misyon olarak insani değerleri önemseyen üniversite belirlediği 20 insani değer bağlamında 10 kategoride ödül verecek. Ödüllerin finansal bir karşılığı bulunmuyor. Ödül alan kişi adına Üsküdar Üniversitesi İyilik Ormanı’nda bir fidan dikilecek. Üniversite tarafından verilen burslardan birine ödülü alan kişilerden birinin adı verilecek.

Toplumun ruh sağlığını geliştirmeye yönelik çalışmalar yürüten Üsküdar Üniversitesi, öğrencilerini alanlarında çığır açacak buluşlara sahip bilim insanları olmaları yolunda yetiştirirken aynı zamanda ailesine, topluma yararlı, iyi birer insan olmak hedefini eğitimine de taşıyor.

Bu felsefe ile düzenlenen “İnsani Değerler” ödülleri ile toplumsal değerleri ön plana çıkararak bu değerlerin geliştirilmesine katkıda bulunacak örnek davranışlar ve bu davranışları gösteren kişilerin, ödüllendirilmesi suretiyle insani değerlerin yaşatılması ve geliştirilmesine katkıda bulunulması amaçlanıyor. 

Değerlerimiz…

Üsküdar Üniversitesi akademik ve idari personeli ile öğrenci konseyi ve öğrenciler tarafından oluşturulan değerlendirme kurulu tarafından verilecek “İnsani Değerler Ödülleri”, Seçici Kurul tarafından belirlenen 20 esas değere göre incelenip değerlendirilecek. 

Belirlenen “İnsani Değerler”;

  • Rastgele İyilik
  • Örnek Aile, Eş
  • Sevgi, Şefkat, Merhamet 
  • Vefa       
  • Cesaret
  • Cömertlik, Yardımlaşma
  • Adalet
  • Dürüstlük
  • Fedakârlık
  • Tevazu, Alçakgönüllülük
  • Bağışlayıcılık, Hoşgörü, Müsamaha, Barış
  • Samimiyet
  • Sosyal Sorumluluk - Toplumsal Empati
  • Sosyal Belediyecilik
  • Demokratik Değerler
  • Akademik Başarı
  • Girişimcilik
  • Yenilikçilik
  • Yüksek Duygusal Zekâ
  • Emanet ve Güven

Ödüller belirlenen insani değerlere göre toplam 10 kategoride verilecek.

Kategoriler

  1. Örnek Meslek Rolü Ödülü: Mesleğini icra ederken insani değerleri yaşayan ve destekleyen kişilere verilir. Liderlik ve yardımseverlik özellikleri ile öne çıkan kişilere, değerli gördükleri toplum problemleri için adım atan, bu alanda çalışma yapan kişi veya kurumlara verilir. Örnek aile, eş, şefkat, merhamet, yardımlaşma değerleri ön planda tutulur.
  2. Hipokrat Onur Ödülü: Sağlık alanında temsil yeteneği yüksek gençler tarafından örnek alınması öngörülen adaylardan seçilir. Gelişimin sonsuzluğuna inanan, araştırmacı kimliğiyle bilimsel çerçevede konulara yaklaşım sağlayabilen kişi veya kurumlara verilir. Tevazu, alçakgönüllülük, sosyal sorumluluk, yüksek duygusal zekâ, akademik başarı değerleri ön planda tutulur.  Tıp ve meslek etiği değerlerine duyarlılık gösteren adaylar arasından seçilir.
  3. Sosyal Girişimcilik Örneği Ödülü: Yeni fikir üretmekle beraber  ‘insanlığa fayda’ teması ile yola çıkan kişi ve kurumlara verilir. İlkeli, cesaretle yenilikçiliği birleştiren yüksek duygusal zeka, güven, empati, cömertlik, yardımlaşma değerleri ön planda tutulur.
  4. Toplumsal Empati Ödülü:  Vicdanı zekâ değerlerine uygun hayat süren ve sosyal sorumluluk, toplumsal duyarlılık konusunda kendilerini aşan, toplum için çile çeken ve kendini sorumlu hisseden kişilere, konu fark etmeksizin yapılan projelere destek veren kişi veya kurumlara verilir. Vefa, sevgi, şefkat, empati değerleri ön planda tutulur.
  5. Sosyal Belediyecilik Ödülü: Belediyecilik algısını, topluma doğru ve hızlı hizmet olarak geliştiren, ilçelerde yaşayan insanların faydalanabilmesi açısından en iyi projeleri sunan belediyelere verilir. Girişimcilik, demokratik değerler, samimiyet, vefa değerleri ön planda tutulur.
  6. Dönüşümcü Liderlik Ödülü: Liderlikte kendisini değil takımı ön planda tutmayı başarabilen, bilimsel liderlik ilkelerine uygun davranan, hayata geçirdikleri fikir veya projeler ile yardıma muhtaç insanlara maddi/manevi desteklerini sunan kişi veya kurumlara verilir. Örnek aile, eş, sevgi, şefkat, merhamet, vefa, cömertlik, yardımlaşma, adalet, fedakarlık değerleri ön planda tutulur.
  7. Değer Katıcı Mizah Ödülü: Pozitif Psikoloji yaklaşımıyla değerlendirilecek filmler, projeler ve güldürü anlayışıyla mizah duygusunu en iyi sunan popüler kişilere verilir. Rastgele iyilik, tevazu, alçakgönüllülük, vefa, samimiyet, empati, yüksek duygusal zeka değerleri ön planda tutulur.
  8. Yüksek Duygusal Zekâ Ödülü: Merhamet ve yardım duyguları ile hayata ve çevresine yön veren kişiler ve kurumlara verilir. Sevgi, şefkat, merhamet, vefa, cesaret, cömertlik, yardımlaşma, dürüstlük, tevazu, alçakgönüllülük, bağışlayıcılık, hoşgörü, müsamaha, barış, samimiyet değerleri ön planda tutulur.
  9. Yüksek Vicdani Değer Ödülü: İnsanlık, gelecek veya toplum için risk alabilen, Fark Yaratan Kişi / Kurum Ödülüdür. Fark oluşturan özelliğinin kendisine değil yüksel sosyal değerleri yaşam amacı yapmış bireylere verilir. Olaylara ve durumlara karşı sahip oldukları bakış açıları ve azimleri ile fark yaratan, davranışları ile topluma fayda sağlayan ve örnek olacak nitelikteki kişi veya kurumlara verilir. Cesaret, cömertlik, yardımlaşma, samimiyet değerleri ön planda tutulur.
  10. Demokrasi Kültürüne Katkı Ödülü: Yaşam tarzları ve temsil özellikleri ile demokrasiyi hem bir yöntem hem de değer olarak savunan ve temsil eden kişiler aday gösterilir. Demokratik değerler, hesap verebilirlik, özgürlükçülük, katılımcılık çoğulculuk, akademik başarı, girişimcilik, yenilikçilik, yüksek duygusal zekâ, emanet ve güven değerleri ön planda tutulur.

Seçici Kurul değerlendirecek

Adaylar, Seçici Kurul Üyeleri tarafından 1- 20 Mayıs tarihleri arasında uygunluk kriterlerine göre incelenecek. Her kategori için birinciler bu sürede belirlenecek.  İnsani Değerler Ödülleri’ni kazananlar Mayıs ayında bütün medya ve kamuoyuna açıklanacak. 

Ödül alan kişi adına fidan dikilecek

Belirlenen 20 insani değere göre toplam 10 kategoride ödül verilecek. Ödül alan kişi adına Üsküdar Üniversitesi ormanında bir fidan dikilerek, bu kişinin ismi Üsküdar Üniversitesi İyilik Ormanı’nda ilelebet yaşatılacaktır. Verilen burslardan biri, ödül alan kişinin adını yaşatmak amacıyla onun adıyla verilecek.

 

ÜHA

Üsküdar Üniversitesi, ABD Parlamentosunda

$
0
0

Beyin araştırmalarını TBMM’de de anlatmak istiyoruz

ABD Başkanı Barack Obama’nın 2013 yılında başlattığı Brain Initiative (Beyin Girişimi) Projesi’nde Türkiye’yi temsil eden Üsküdar Üniversitesi, ABD Kongresi’nde düzenlenen 5’inci Beyin Haritalama Günü toplantısına katıldı. 20 Nisan, 2016 tarihindeki toplantıda Türkiye’deki beyin çalışmaları hakkında bilgi veren Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Gültekin, “Dünyanın önde gelen bilim insanları ile politikacılarının yer aldığı toplantıda ülkemizi temsil etmenin gururunu yaşadık. Önümüzdeki dönemde TBMM’de de beyinle ilgili sunumlar yapmak, bunu Üsküdar Üniversitesi olarak başlatmak istiyoruz” dedi.


Prof. Gültekin’in Amerikan Kongresindeki sunumu (20 Nisan, 2016)

Üsküdar Üniversitesi, Beyin Haritalama ve Tedavi Derneği’nin (SBMT) bu yıl Miami’de yapılan 13’üncü yıllık toplantısına 15 kişiden oluşan bir ekiple katıldı. Üniversite, proje ortağı olarak katıldığı bu toplantının bir uzantısı olarak, ABD Kongresi’nde bu yıl 5’incisi düzenlenen Beyin Haritalama Günü toplantısına davet edildi. SBMT toplantısında 12 sunum yapan üniversite, ABD Kongresi’ndeki toplantıda da Türkiye’deki beyin haritalama ve beyin araştırmalarıyla ilgili bilgiler verdi, bilim insanları ile kongre üyelerinden gelen soruları yanıtladı. Üsküdar Üniversitesinin Entropi-Beyin çalışmalarına çok ilgi gösterildi. Ayrıca, Üsküdar Üniversitesinin teklif ettiği BRAINPARK projesini ilk defa duyduklarını ve oldukça yaratıcı bulduklaını ifade ettiler.

Toplantıda Üsküdar Üniversitesi’ni Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Gültekin temsil etti. Prof. Dr. Gültekin, toplantının çok başarılı geçtiğini belirterek, şunları söyledi: “Böyle bir toplantıda yer almak ülkemiz adına çok önemliydi. ABD’de Başkan Obama’nın başlattığı Beyin Girişimi projesi kapsamında çok önemli çalışmalar yapılıyor. Tabii bu çalışmalara, araştırmalara belli paraların ayrılması gerekiyor. Başkan Obama 100 milyon dolar koydu ortaya. Araştırmalarla ilgili siyasi destek çok önemli.  

Dolayısıyla bu tarz toplantılar o desteği sağlamak adına önem kazanıyor. Biz de Beyin Haritalama ve Tedavi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Rektörümüz Prof. Dr. Nevzat Tarhan’la birlikte TBMM’ye gidip bu konuları, beyin alanında yapılan çalışmaları milletvekillerimize anlatmak istiyoruz. Önümüzdeki dönemde ülkemizdeki siyasileri bilgilendirip bu çalışmalara destek vermelerini isteyeceğiz. Hatta TBMM’de, Amerika Kongresinde olduğu gibi her yıl bir “Beyin Haritalama Günü” düzenlemek istiyoruz.

ABD Kongresi’ndeki toplantıda Beyin Haritalama ve Tedavi Derneği Başkanı Babak Kateb moderatörlük yaptı, Kongre Üyesi Andy Harris’e beyin çalışmalarına katkısından dolayı ödül verildi.


Kongre Üyesi Dr. Andrew Harris’e ödül verme töreni (Amerikan Kongresi) , 20 Nisan, 2016

Toplantıda G20 ülkelerinin beyin çalışmalarındaki rolü, beyin kanseri, yapay zekâ, nöro-nano teknoloji, beyin haritalama ve psikiyatrik rahatsızlıklar, yaralı askerlerde çift el nakli, beyin politikaları gibi konular tartışıldı.

Kutlu Doğum kapsamında Senai Demirci öğrencilerle buluştu

$
0
0

Üsküdar Üniversitesi Öğrenci Konseyi ve Hürriyet ve Adalet Kulübü’nün hazırladığı Kutlu Yaşamı Anlama Programı Emirnebi Konferans Salonu’nda düzenlendi.

Mustafa Coşkun’un Kuran tilaveti ile başlayan programa katılım yoğundu.

Açılış konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nden Doç. Dr. Niyazi Beki, Hz. Muhammed’in yaşayan bir Kuran ahlakı olduğunu belirterek “Müşrikler dahi ona ve onun ahlakına hürmet gösteriyorlardı, hatta biliyorsunuz Muhammed-ül Emin diyorlardı.” dedi.

Hz. Muhammed’in iyi insan olma öğütlerinden bahseden Doç. Dr. Beki, sözlerini Farsça’dan çevrilmiş bir şiirle tamamladı: “Arkadaşım, çocukken haylazsın/Gençken aymazsın/Yaşlanınca bel tutmazsın/Söyle Rabbine ne zaman kulluk edersin.”

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı “Gelin Birlik Olalım” isimli video gösterimi ile devam eden programda Dr. Senai Demirci, “Biz Ona Misafiriz” başlıklı bir konuşma yaptı.

Demirci, “Her yerde bütün şiirlerde savaşan, kesen bir peygamberden bahsedilir. Ama bilinmez ki Peygamber Efendimizin savaşta geçirdiği süre sadece 53 gündür…” dedi. “İgra” kelimesinin mahiyetinin gerektiği gibi idrak edilmesi gerektiğini söyleyen Demirci, “İnsanın en büyük hatasıdır, okumamak ve anlamlandırmamak…” dedi.

Önce kendinize bir Yesrib bulun!

Hz. Muhammed’in hayatından önemli bilgiler de paylaşan Dr. Senai Demirci, “Peygamber Efendimiz aslında Yesrib’e hicret etti, Yesrib de o hicretle Medine olmaya hicret etti. Peygamber Efendimiz orayı Medine yaptı. Eğer sizler de bir şeyler başarmak istiyorsanız ilk önce kendinize bir Yesrib bulun sonra onu Medine yapmaya çalışın” diye tavsiyede bulundu.

Programın sonunda Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, Dr. Senai Demirci’ye plaket verdi.

Programda Dursun Şahin ve Saz ekibinin seslendirdiği ilahiler ise ilgiyle dinlendi.

ÜHA

Viewing all 782 articles
Browse latest View live